30 Ağustos 2025 Cumartesi

MEKTUP

 





Merhaba,

Bunca yıldan sonra bambaşka bir sebeple yazıyorum sana.

Ne kadar uzak ve farklı şimdi her şey. Hep söylediğim yerdeyiz işte. “Başkası yaşamış gibi”

Karmaşık, savrulan, şekil değiştiren, dönüşen duygularımı bir arkeolog inceliğiyle seçip çıkarmayı, tanımlamayı seninle öğrendim.  Bunları yanlış anlaşılmadan, kelimeleri özenle seçip anlatmayı da elbette. Bu kısım çok zordu. Çoğu kez de beceremedim zaten.  Ah ne çamlar devirdim! Bu sayede kelime hazinem epey genişledi ama. Metaforu öğrendim. Yani adı buymuş. Ben sadece kendimi ifade etmeye çalışıyordum.

Seni anlamak da aynı derecede zorluydu. Bıçağını rastgele savururken yaralanmadan ya da yaralara aldırmadan “devam et, dinliyorum” demek gerekiyordu. Senin kanın benimkine karışmasın diye uygun mesafeyi ayarlamalıydım. Senden gelen bıçak darbelerini savuşturup, bıçağı tutanın kanayan kalbin olduğunu görmeliydim.

O günlerde, yıllarda öğrendim bir insanı hem şefkatle sevip, hem kelimelerle öldürmeyi.Bir anda köprüleri yıkıp , aynı köprülerin enkazından düşe kalka ona koşmayı.

Şimdi bunları yazabiliyor olmama şaşırıyorsundur. Öğrendiğim en değerli bilgilerden biri şu: Kendini ve yaşadıklarını doğru değerlendirebilmek için birkaç adım geri çekilmelisin. İçindeyken göremiyorsun. Anlamsızca çırpınıyorsun sadece. Birazcık uzaktan baktığındaysa görüntü netleşiyor. Basitleşiyor her şey. Ucuz anlamında bir basitlikten söz etmiyorum. Sade daha doğru bir ifade.

Çok mutluyken ya da çok mutsuzken yazamıyor insan. O dönem o yüzden anlatmakta zorlanıyormuşum.

Seninle olanlar dibe çöktü zamanla. Yavaş yavaş. Murathan Mungan’ın dediği gibi “zaman alır sizden bunların yükünü”

Şimdi yazabiliyorum. Senin sayende ve senin yüzünden…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder