Zuhal uyurken bir sihirli değnek dokundu omzuna. Sabah
terliklerini ayağına geçirirken başka biriydi. “Ne garip rüyaydı, tanımam
etmem” diye mırıldandı. Ekmek almak için evden çıktı. Fırına girmek üzereyken
rüyasındaki genci gördü. Işıklarda bekliyordu. Kulağında kulaklıkları, başı
müziğin ritmiyle sallanıyordu. Yeşil yandı. Ve Zuhal'in zihninde bir düğmeye basıldı.
Rüyası şu an gözünün önünde gerçek oluyordu. Bunu fark edince zaman durdu. İnsanlar, arabalar, kuşlar, uçuşan yapraklar
durdu. Genç karşıya geçmek üzere yürüdü. Yoldan son hızla gelen kırmızı bir
otomobil ona çarptı. Kanlar içinde
yere yığıldı.
Zaman akmaya başladı. Zuhal fırının önündeydi. Kot montlu
genç ışığın yanmasını bekliyordu. Zuhal etrafına bakındı. Kendisinden başka
kimse farkında değil gibiydi. “Hey kot montlu, hey beyefendi” diye bağırdı.
Genç fark etmedi bile. Zıpladı, çırpındı. Işığı bekleyenler işaret etti. O, kulaklığını
çıkarıp, Zuhal’e doğru yürümeye başladı. Yeşil yandı. Kırmızı otomobil yolun
ortasında yakaladı. Genç kanlar içinde asfalta düştü.
***
Zuhal uyurken sihirli bir değnek dokundu omzuna. Terliklerini
ayağına geçirirken başka biriydi. “Nasıl kaldı arabanın altında” diye rüyasına
cık cıkladı. Ekmek almak için fırına giderken yolun karşısında onu gördü. Kot
montu ve kulaklığıyla oradaydı. Zuhal birkaç saniye donakaldı. Sonra karşıya geçmek
için hızlıca hamle yaptı. Zuhal’e bir motokuryenin motoru çarptı.
***
Zuhal uyurken sihirli bir değnek dokundu omzuna. Terliklerini
ayağına geçirirken başka biriydi. Bir an duraksadı. “Rüya değildi” diye
fısıldadı. Pijamalarıyla evden fırladı. Genç henüz gelmemişti. Yeşil ışığı
bekleyip karşıya geçti. Geldiğinde yine de gözlerine inanamadı. “Gerçekten rüya
değilmiş” Karşısında durup kulaklığını çıkarmasını işaret etti. Bir nefeste
anlattı sonra. Genç anlayışlı ve şefkatli bir yüz ifadesiyle dinledi,
gülümsedi. Yanındakilere “deli mi ne?” dedi ve kırmızı otomobile doğru yürüdü.
***
Zuhal yatağın içinde dizlerini karnına çekip oturmuş, ileri
geri sallanıyordu. Erkenden uyanmıştı. “Sadece rüya, sadece rüya” diye
fısıldıyordu. Açık pencereden duyulan uzun bir korna ve fren sesinin ardından
“ambulans, ambulans” çığlıklarını duydu.
***
Zuhal uyurken sihirli bir değnek dokundu omzuna. Terliklerini
ayağına geçirirken başka biriydi.Yatağının karşısındaki aynada kendisiyle göz
göze geldi. “Yüzlerce kez denedin. Olmadı. Olmayacak. Engelleyemezsin” dedi.
Karışık saçları, morarmış göz altları ve pijamalarıyla fırına yollandı. Başını
kaldırımdan bir kez bile kaldırmadan
fırının kapısından girip ekmeğini aldı. Fren sesini, kornayı duydu.
Gözlerinden pıtır pıtır akan yaşlarla evine gidip kapısını kapadı.